AKP'Yİ AYAKTA TUTMA PAKETİ

AKP

Demokratikleşme paketini AK Parti'yi ayakta tutma paketi” olarak yorumlayan Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü, paketin hüsranla sonuçlandığını öne sürerek, Tabiri caizse dağ fare doğurdu” diye konuştu.

 

Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü, demokratikleşme paketi hakkında yazılı bir açıklama yayınladı.

 

Kamuoyunun aylardan beri beklediği demokratikleşme paketinin dün nihayet Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını belirten Sütçü, “Ülkemizin gelişmesi için, huzuru için, birlik ve beraberliği için büyük bir beklenti olan demokratikleşme paketi maalesef ki hüsranla sonuçlandı. Tabiri caizse dağ fare doğurdu. Öncelikle şunu belirtelim ki, Saadet Partisi olarak ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için atılacak her türlü adımın sonuna kadar destekçisi oluruz. Ancak yapılan çalışmalar oy kaygısı yerine ülke menfaatini gözetmelidir. Açıklanan demokratikleşme paketindeki en büyük beklentilerin başında darbe anayasasının ürünü olan siyasi partiler kanunu ve seçim barajı gelmekteydi. Ancak Başbakan bu konuda topu taca atmıştır. Bir çok konuda kendilerince çözüm sunarken siyasi partiler kanunu konusunda ise sonuca yönelik net çalışma ortaya konmamıştır” dedi.

 

Seçim barajı hakkındaki değişikliği de değerlendiren Ertan Sütçü, “Sayın Başbakan seçim barajıyla ilgili olarak, birincisi mevcut sistem aynen devam edebilir diyor. İkincisi yüzde 5 Türkiye barajı daraltılmış bölge barajı diyor. Bu öneri barajı düşürmüyor tam tersine arttırıyor. Yüzde 5 Türkiye barajı ve daraltılmış bölge demek barajların yüzde 25’lere çıkarılması demektir. Başbakan’ın bu konuda söylediklerine baktığımızda biz bir demokratikleşme kaygısı değil, oy kaygısı görüyoruz. Hükümet, Türkiye’nin işine gelen değil AKP’nin işine gelen bir sistemi ortaya koyuyor. Onun hesabı yapılıyor. Belli ki uzmanlar oturmuş, hangi seçim sistemini getirirsek Ak Parti’nin oylarını arttırırız hesabı yapmış. Ortaya da bu tablo çıkmış. Bu konuyu da milletin menfaatineymiş gibi sunmaya çalışıyorlar. Paketteki en önemli unsurlarından biriside kamudaki başörtüsü yasağına yönelik çalışmalardır. Görülüyor ki AKP bu konuyu da eline yüzüne bulaştırmış. Kamuda yasağı kaldırıyorum diyor ama kanuni olarak Türkiye’de zaten bir yasak yok ki. Türkiye eğer gerçekten bir hukuk devletiyse zaten böyle bir yasak söz konusu olamaz. Yasak bugüne kadar zorba bir dayatmanın ürünü olarak uygulanmıştır. Darbeci bir anlayışın sonucudur. Darbe yapmak ne kadar hukuk dışı ise başörtüsünü yasaklamakta o kadar hukuk dışıdır, o kadar suçtur. Olmayan bir yasağı 11 yıl devam ettirdikten sonra, şimdi bir özgürlük lütfunda bulunuyormuş gibi sunulması ise doğru değil. Ayarıca başörtüsü yasağıyla ilgili olarak “Resmi kıyafet kullanılan yerler denilerek buna da bir sınırlama getiriliyor. Hatta isim isim sayılıyor. Yani bir serbestiyet getiriyoruz derken aslında bir yasaklama getirilmiş oluyor. İnanç özgürlüğünün resmisi, gayri resmisi olmaz. Resmi kıyafet giyenlerin inanç özgürlüğü yok mu? Bunların inanç hakkı yok mu? Doktor olursan inanç özgürlüğünü kullanabilir, ama örneğin polis olursan kullanamazsın. Böyle bir özgürlük anlayışı olmaz. Bu demokratikleşmenin de ruhuna aykırıdır, inanç özgürlüğünün de. İnanç özgürlüğü en temel haktır” dedi.

Şu anda ülkemiz hem yerel de, hem de bölgesel anlamda tarihi bir süreçten geçildiğini vurgulayan Ertan Sütçü, şöyle devam etti: “Başımızı kaldırıp baktığımızda bir ateş çemberinin ortasında olduğumuzu görüyoruz. Batı Sevr planlarından, Türkiye’yi bölme planlarından hiçbir zaman vazgeçmedi ve adım adım da bu planlarını işletmektedir. Bu tarihi süreçte, biz hükümetten, milletimizin birliğini güçlendirici adımlar bekliyoruz, Batı’nın ikiz yasalarla Türkiye’ye dayattığı, bin yıllık kardeşliğimizi bozacak adımlar değil. Demokratikleşme sürecinde atılacak adımlar, birlik ve beraberliğimizi bozacak bir zemine neden olmamalıdır. Ayrıca azınlıkların vakıf  mallarının iadesi kapsamında Süryani vatandaşlarımız için Mor Gabriel Manastırı’nın arazisi iade edilirken, ülkemizin en büyük gençlik teşkilatı olan ve ülke gençliğimiz için önemli çalışmalar yapan ve AKP döneminde kapatılan Milli Gençlik Vakfı için bir çalışmanın yapılmaması ise manidardır. Büyük beklentiler içeren bir çalışma 3-5 güzel içeriğinin yanında çoğunlukta hayal kırıklığı oluşturmuştur. AKP tirübünlere oynamaya devam ediyor. Halkın hoşuna giden söylemlere devam edilirken uygulamada  maalesef adımlar daha karmaşık hale getiriliyor. Bu çalışmadan da anlaşılıyor ki, bu ülkede demokratikleşme çalışmaları da ancak Milli Görüş kadroları ile mümkün olacaktır.”



  • BIST 100

    10272,75%-0,04
  • DOLAR

    32,28% -0,17
  • EURO

    34,79% -0,04
  • GRAM ALTIN

    2407,80% 0,62
  • Ç. ALTIN

    3900,49% 0,32